Işığın Türlü Oyunları
Eylül-2018
Renklerin, ışığın ahenkle dansına şahit olduğum... Gizli seslerini duyup, şifrelerini görebildiğim birbirinden güzel resimler... Işıldayan gözler, sevgi dolu sıcacık karşılamalar... Rengarenk, ışıl ışıl bir dünya ve mesleğinin ışıltısı üzerine yansımış sanatçılarımızdan Sevtap Yılmaz`ın yeni atölyesindeyim!
Çalışmalarına, renkliliğine, güzel enerjisine bakınca hayatında renklerin ön planda olduğu sanatçılarımızla yollarımızın çakışması ne kadar güzel! Sanat aşığı, üretken, etrafına ışık saçan, pozitif enerjileriyle bana enerji veren bu güzel insanların arasında olmak ve aldığım enerjiyi, ilhamı kalemime yansıtabilmek benim vazgeçilmezim!
Yansımalar, ışıklar, renkler o kadar etkileyici ki tablolara tekrar tekrar bakıyorum... Işığın renklerle oynaştığına hep birlikte şahit olmak için gelin bu büyüleyici yolculuğa beraber çıkalım!
Yıl 2015... Geçmişten Geleceğe Sergisi... Anılarımızda yer alan objelerin günümüz ve geleceğe dair buluşması adeta!
Sergide eserlere bakan sanatseverlerin çocukluğundan, gençliğinden kalan anıları bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçerken, biranda kendilerini bu filmin içerisinde bulduklarına eminim! Objeleri genellikle vazolar, mücevher kutuları, eski biblolar, sehpa örtüleri olan bu eserlerin fotoğraflarına bakarken dahi resmin içerisinde dolanıyorum! Birçok yazımda da kaleme aldığım gibi başrolünde olduğum bir dönem filmi içerisindeyim adeta!
Sevgili Sevtap “Geçmişten Geleceğe” adındaki ilk kişisel sergisinde camın, ışığın yansımasını gösteren farklı parlak objeleri kullanmayı tercih edip, seçtiği objeler ile farklı kompozisyonlar oluşturarak bunları sanatseverlerle buluşturmayı amaçlamış! Şeffaf cam objelerin içinde beliren ve diğer objelerin üzerindeki yansımalarına şahit olduğumuz renklerin ışıkla dansı ve oyunları; Eskinin ışığıyla günümüzü aydınlatması, gelecekte de aydınlatmaya devam edeceğinin kanıtıydı!
Bilirsiniz ne zaman tarihten bir pencerede soluklanmak istesem antikacılar, sanat galerileri, vintage dükkanlar ile bezenmiş, hala mahalle kültürünün yaşandığı, geçmişin ruhunu taşıyan Çukurcuma’da bulurum kendimi! Sevgili Sevtap’da Çukurcuma’da yaşadığı dönemlerde vintage giyim, ev dekorasyonu ve bir birinden güzel atölyelerin büyüleyici etkilerini Foto - Gerçekçi resim tarzındaki çalışmalarına yansıtmış, tüm renkleriyle, güzellikleriyle sanatseverlere sunmuş!
Sevtap “Çukurcuma’dan Cihangir’e taşınıp, vintage dan uzaklaşınca ilk sergimde geri planla olan çiçeklerim ön plana çıktı.” diye devam ederken hemen ekliyorum. “ İstanbul’un tarihi semtleri mistik dokusuyla beni de her zaman büyülemiştir. Tarih bezeli sokaklarının sakin, dingin haline bayılıyorum. Sabahın erken saatlerinde zamanda yolculuklar yapmak vazgeçilmezlerimdendir! Sokaklar kalabalıklaşmaya başladığında ise zamanda yolculuklarımı yarıda kesip, bir sanat atölyesinde veya yazılarımı yazabileceğim, keyifle kahvemi yudumlayacağım sakin bir kafede bulurum kendimi. Daha kahvem gelmeden gördüğüm her şeyi, hissettiğim her duyguyu hemen satırlarıma aktarmak ister, kalemimin hızına yetişemem.”
Tarihi semtlerde yaşamanın büyüsü ise bambaşka olur diye düşünürdüm hep! Sevgili Sevtap’da olduğu gibi sanatçılarımızın, sanatseverlerin hayatında bu kadar belirleyici bir rol oynuyor işte İstanbul’un Tarihi Semtleri! Evinize yürürken gördüğünüz ufacık bir obje, bir kalıntı sizi tarihin derinliklerine götürebileceği gibi yakın tarihimize de götürüp, tüm üretkenliğimizle ruhumuzu, kalemimizi, fırçamızı, notalarımızı beslemeye devam ediyor ve on dakika sonra tuvalimizde, satırlarımızda dile geliyor adeta!
Sevgili Sevtap’ın geri planda olan çiçekleri ön plana çıkarken, çalışmaları hızlanır ve kişisel sergi hazırlıkları başlar! “Tükeniş” adlı ikinci kişisel sergisinde hızla tükettiğimiz çevremize, insani değerlerimize, doğal güzelliklerimize dikkat çekmek için çevremizdeki-içimizdeki renkleri, bu renklerin çiçeklerdeki yansımalarını resmederek renkleri, çiçekleri aracılığıyla duyurur sesini!
Sevtap “Serginin adı Tükeniş çünkü tükenen çok fazla değerimiz var! Çok kültürlü bir toplumda yaşıyoruz ama artık birbirimize olan hoş görümüz, tahammülümüz, sevgimiz azaldı... İnsanların içindeki o rengi ve güzelliği tekrar uyandırmak istedim” diyerek devam ediyor “Bizi ve çevremizi yok eden betonlaşmaya, sıkıştırılarak kabuğumuza çekilmeye zorlanışımıza, farklı renklere- kültürlere uzaklaşmamıza ve bizi kendimize- çevremize yabancılaştıran yaklaşımlara isyan edercesine; Özlemini duyduğumuz çeşitliği-renkliliği, insan ruhunun güzelliğini bizlere her zaman pozitif duygular uyandıran çiçekler ve çiçeklerin birbiriyle uyumu üzerinden tuvalime yansıtarak vurgulamak istedim” diyor.
Günümüz tatsız geçiyor olsa da bir çiçeğin kokusunu duyduğumuzda, renklerine baktığımızda istemsiz olarak yüzümüze bir gülümseme yerleşir değil mi? Yapılan araştırmalarda görülmüş ve bilimsel olarak da kanıtlanmıştır ki çiçek karşısında verilen tepkiler evrenseldir ve herkeste mutluluk duygularını uyandırır; Çiçeklerin içtenlik ve samimiyet yaratması... Çiçek aldığımızda bizde uyandırdığı o güzel duyguları, yaşadığımız mutluluğu paylaşma isteğimiz... Cinsiyet ayırt etmeksizin insanların yüzünü tebessüm kaplaması...
Sevgili Sevtap’ın etkileyici onlarca resminde tüm bu güzel duygular arasında geçişler yapıp, ışığın türlü oyunlarıyla yansıttığı tüm renklerini görebiliyor, gizli müziğine kulak kabartabiliyordum!
“Sanatseverler bu rengarenk, ışıl ışıl çiçek bahçelerinin altında yatan derin duygu ve düşüncelerin farkında mı acaba?” diye soruyorum ama hemen de ekliyorum “Ressamlar ‘‘Bu resimde ne anlatmak istedin?’’ diye sorulan soruları pek anlamlı bulmazlar. Ne anlatmak istediğinden öte kişinin ne anlamak istediği önemlidir! İşte eseri seyreden ile yaratanının yakın ilişkisi tamda burada başlıyor değil mi?!” diyerek Sevtap’ında onayı ile kendi soruma cevap verirken Sevtap ekliyor “ Sanatsevelerin içini açtığını, huzur bulduğunu düşünüyorum ve izlerken de gerçekten keyif aldıklarını hissediyorum!”
Renklere inanılmaz ihtiyacımız olduğu bu dönemlerde; Eserlerinde yaşadığımız toplumdaki farklı kültürlerin, düşüncelerin toplumumuzun zenginliği olduğu, hoşgörü ve sevginin insanları yaklaştıran, yaşadığımız hayattan zevk almamızı sağlayan en önemli ögelerden olduğunu renkleriyle, çiçekleriyle vurgulayan sanatçımıza kulak verelim istiyorum!
Sevtap’ın Facebook kapak resmini gördüğüm anı hatırlıyorum da bayılmıştım! Sanat ve tarih iç içe bir sergiden fotoğraf bu etkilenmemek mümkün mü? Hep söylerim, tarihi binaların sanat için kullanılması sanatın boyutlarını, ihtişamını daha bir gözler önüne serer ve beni inanılmaz etkiler. Tarihi dokusuyla ruhumuzu okşayan, mücevher niteliğindeki bu yapılardan bazıları otel olarak kullanılsalar dahi özenle korunan bu mekanlarda söyleşilere, sergilere, klasik müzik konserlerine katılmak gibisi yok! Ülkemiz ve Dünya gündeminin kargaşasından uzaklaşmak için böylesi yapılar ruhumuzu besleyerek, hissettirdikleriyle bir nebze olsun nefes almamızı sağlıyor! İşte tüm bunları düşününce sadece bir otelden ibaret olmadığını kanıtlayan otellerimiz arasında yerini alıyor Adahan ve gönlümde de taht kuruyor!
Evet Sevgili Sevtap’ın Tükeniş Sergisi Mart 2018 Adahan Otel Sarnıcı’nda sergilendi! Adahan Otel’in Sarnıcı 14. İstanbul Bienali kapsamında ziyaret edilecek tarihi mekanlarım arasında yerini almış olsa da maalesef denk getirip bu döneme kadar gidememiştim. Sevtap’ın sergisinin de bu tarihi sarnıç da olduğunu öğrendiğimde, Adahan Sarnıcı’na ziyaretimi ertelediğim için üzüldüğümü itiraf etmeliyim!
Sevgili Sevtap “Son dönemlerde ise Anadolu Kültürü üzerine çalışıyorum... Çiçeklerim ve Anadolu motifleriyle kompozisyonlar oluşturuyorum!” dediği an “Kişisel sergi hazırlığı var o zaman” diyorum.
“Binlerce yıldır bu topraklarda var olmuş uygarlıkların bize miras bıraktığı güzellikleri bizimde arttırarak gelecek nesillere bırakmamız gerektiğini düşünüyorum. Anadolu Medeniyetleri’ne ait antik yerleşim yerlerinde yapılan kazılarda ortaya çıkan yapılar, günümüzde bizlere nasıl muhteşem duygular yaşatıyor ise bırakacağımız eserlerin binlerce yıl sonra benzer heyecanlarla keşfedilebilmesi için bilinçle hareket etmemiz gerektiğini her çalışmamda vurgulamak istiyorum!” diyen Sevtap heyecanla ekliyor. “Kişisel sergi hazırlığım yok ama üç dört ay içerisinde Ankara’da Türk Tarihi Müzesi’nin açılışı olacak. Burada Göktürkler, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyeti kapsayan bir açılış sergisi planlanıyor. “Sizin işleriniz bu konsepte çok uygun. Açılış sergisini sizinle yapalım.” şeklinde bir teklif geldi. Yakın zamanda çalışmaları ve mekanı görmek üzere Ankara’ya gideceğim.” diyor.
Aydın, üretken güzel insanların böylesi başarılarından ben bile enerji alıp, motive olduğumu ifade etmeliyim! Bizim kültürümüzü, tarihimizi, toprağımızı, insanımızı anlatan kompozisyonlar üzerinde çalışınca hem tarih, hem sanat sunarak toplumun tüm kesimlerine ulaşmak mümkün. Sevtap’ın çiçek bahçelerinde tarihi motiflerimizin yerini alması da böylesi büyük etkileri ve güzel teklifleri beraberinde getiriyor!
Türk Tarihi Müze açılışının Cumhurbaşkanımız tarafından yapılacak olması ve ilk sergisinin Sevtap’dan istenmesi gerçekten çok etkileyici. Sanatçımızı da inanılmaz motive eden bir durum! Böylesi bir ortamda sergi hedefi olunca sanatçı motive bir şekilde, huzurla ve keyifle çalışmalarını sürdürüyor! Aynı zamanda karma sergiler için üzerinde çalıştığı eserlerine de devam ediyor Sevgili Sevtap!
Teknik olarak tuval üzerine yağlı boya ve akrilik çalışan Sevtap, realist çiçeklerini yaparken ilk astarı belli tonlarda akrilikle atıyor... Çiçeklerde istediği kaynaşmayı yakalamak için çiçeklerini yağlı boya ile işliyor, motifleri akrilik... Ağırlıkta büyük ve orta boy tuvallerde çalışan Sevtap bir tuvalde yağlı boya ve akrilik ikisini birden kullanmış oluyor.
“Baskı tekniği kullanmıyor, kendim fotoğraflayıp, basit programlarla kurguluyorum. Sonrasında fotoğraftan birebir bakarak uyguluyorum... Yarışmaya katıldığım dönemlerde resimde baskı tekniği kullanmadığımı söylediğim için ciddi kontrollerden geçirmişlerdi.” diye ekliyor.
Teknolojinin hızıyla birlikte bilginin de hızla değiştiğini, geliştiğini göz önüne aldığımızda Sevgili Sevtap teknolojinin nimetlerinden belli oranda faydalanıp emek isteyen yöntemi seçerek farklılığını da ortaya koymuş oluyor aslında!
“Resim dışımda heykel, ahşap boyama veya farklı çalışmaların var mı?” diyorum... “Ufak ufak ahşap boyamaya geçtim ama çok zaman ayıramıyorum maalesef. Asıl zaman ayırmak istediğim ise takı tasarım... Güzel, farklı şeyler tasarlamaya başladım... Resimde Anadolu motiflerine geçince takı tasarım isteğim arttı!”
Bu açıklama üzerine durur muyum hemen “Seviyorum yazılarımın kahramanları arasında iletişim kurmayı, dostlukların pekişmesini, yeni dostluklar kazanabilmeyi ve tüm bu güzellikleri kaleme almayı!” diyerek Tarih ve Sanat Yuvası: Ellerin Hikayesi’ni anlatmaya başlıyorum!
“Hitit güneşinden, Tunç Çağı figürlerine; Çini motiflerinden, hat sanatının inceliklerine; Padişah mühürlerinden, Selçuklu minyatür figürlerine; Roma-Bizans dönemi formlarından, Hacivat- Karagöz’e kadar pek çok ayrıntıya yer veren… Osmanlı Kültürünü ve Anadolu Medeniyetleri’ni yaptığı takılar ile yeniden yorumlayan… Binbir emek sonucu ürettiği küpe, kolye, yüzük ve bilezikler ile geçmişimizi geleceğe taşıyan… Yerli ve yabancı turistlerin bir müze gibi ziyaret ettikleri Eller Sanat Galerisi’nin yaratıcısı Nurhan Acun! Beyoğlu`nda İtalyan Santa Maria Kilise idaresindeki mekânı depo olarak 38 yıl önce kiralayan Acun 86 yaşında! Evet yanlış duymadınız, halen üretmeye ve direnerek işine sahip çıkmaya çalışan Nurhan Acun 86 yaşında! Ömrünün 38 yılını sanat ve sanatçılarla dolu bu yuvada geçirmiş!” diyerek devam ettim ve sizi en kısa sürede tanıştırmalıyım dedim!
Sevgili Sevtap “Ben ağırlıkta tasarım kısmında olmak istiyorum ama malzemeyi kullanmayı bilmek çok önemli... ” dediği an “Bu büyüleyici mekan aynı zamanda okul vari bir galeri! Takı tasarım sanatını öğrenmek isteyenler için bir eğitim yuvası!” diyerek Sevtap ve Nurhan Amca’yı en kısa sürede tanıştırmak için sözleşiyoruz.
Trakya Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Resim Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olan Sevtap Ressam Ekrem Yalçındağ`ın atölyesinde asistan olarak çalışmaya başlayarak mesleki gelişimini devam ettirmiş. Rh Art Magazine Dergisi’nin 2012 yılında düzenlemiş olduğu Yılın Genç Ressamı Yarışması’nda Mansiyon ödülü almış. Yakın zamana kadar çalışmalarını sanat danışmanı Nadir Erenler ile sürdüren Sevtap artık kendi kanatlarıyla uçarken İstanbul Feneryolu’ndaki yeni atölyesinde çalışmalarına devam ediyor.
Fotoğraf çekmeyi de çok seven Sevtap inanılmaz bir gözlemci, güzel kareler, kompozisyonlar yakalayabileceği köşeleri hiç kaçırmıyor... O kadar istekle, aşkla çekim yapıyor ki “Fotoğraf çekmekten bende keyif alırım ama fotoğraf çekmeyi seven arkadaşları daha çok severim.” deyip ara ara poz veriyorum:)
Fotoğraf çekimlerimiz sırasında da keyifli, neşeli sohbetimiz devam ederken “Renkleri ve çiçekleri çok seviyorum... Çiçek resmi yapmaktan inanılmaz keyif alıyorum, adeta içim açılıyor... Rengarenk giyinmek ise vazgeçilmezim...” diyor.
Tek cümle ile diyebileceğim “Yine dünyanın tüm renkleri, güzellikleri bir arada ve şıkır şıkır!”
Sevgili Sevtap ile tanışmamış olsak da sosyal medya paylaşımlarını incelediğim an yine bu enerjiyle yazımı yazabilirdim! Sanatı dışında gülen gözleriyle, renkliliğiyle, ışıltısıyla birebir kendini sayfasına yansıtmıştı!
Ama ben sıcacık sohbetleri çok severim ve prensip olarak da yazılarımın kahramanları ile mutlaka görüşürüm. Görüşmeye hazırlıklı gittiğim için yazımın taslağı az çok bellidir, keyifle sohbetimizi yaparız sonrasında duygu ve düşüncelerimle harmanlayarak yazımı tamamlarım. Sohbetlerimiz sırasında bende inanılmaz enerji alır, finans sektöründeki yorgunluklarımı biranda atarım:)
“Naif bir yapım var ve çok heyecanlıyımdır... Yıllar geçse de bu heyecanımı yenemedim.” diyen Sevtap’ın o güzel heyecanını hissetmemek ve bu heyecanı sanatına aşkla yansıttığını görmemek imkansız!
Sevtap’cım ışıldayan gözlerin, çocuksu, sevgi dolu, cıvıl cıvıl hallerinle hep rengarenk ol... Ol ki derinleştikçe derinleşen resimlerindeki objeleri, çiçekleri, motifleri, karakterleri hissettiğimiz, algıladığımız şekilde yorumlayıp üzerine hikâyeler, romanlar yazabilmek için ruhumuzu-kalemimizi beslemeye devam edelim...
Yazardan Not: Zamana direnen ustalarla ilgili fotoğraf Amerika`da çekilmiş olsa da ustalar, renkler ve ortam çok keyifli, enerji dolu:)
Yorumlar