Tüller İçinde Bir Çocuk!

Şubat-2016

Okul dönüşlerinde annesinin atölyesine koşturarak gelen... Eve gidip ders çalışmak yerine, derslerini atölyede yapan ve annesinden defalarca azar işiten... Atölyeye uğrayan ünlüleri görmekten heyecan duyan… Kumaşların, iğnelerin, ipliklerin içinde büyüyen… Çalışanların yaptığı işi göre göre gözü alışıp, eli bu işe yatkın olan… Aslında avukat ya da doktor olmak isteyen bir çocukken annesinin ‘’Sen öğren de yapma’’ öğüdü ile bu altın bileziği koluna takan… Çocuk yaşına bakmaksızın şapkacılığı öğrenen bu hünerli ellerin sahibi Madame Katia!
Kariyeri konusun da keşkeleri olmayan, şapkalarını yaparken aşkla, sevgi ile yapan, insanların sokağa şapkasız çıkmadığı dönemlerde büyüyen bu çocuk ‘Benim şapkacı olmam anneme dayanıyor.’ diyerek o dönemleri şu şekilde aktarıyor… ‘Annem çok genç yaşta babasını kaybedip, kardeşlerinin sorumluluğunu da üstlenince kendini evin babası gibi hissetmiş. Bu dönemlerde bütün Beyoğlu şapkacı dükkanlarıyla doluymuş. İnsanlar şapkasız sokağa çıkmazlarmış. Şapka işini ise daha çok Fransız ve İtalyanlar yürütürmüş. Annemde heves etmiş, İstanbul’un zor şartlarının da etkisiyle 12 yaşında Fransız tasarımcı Pierrette Cartier’in yanında çalışmaya başlamış, işi iyice öğrenmiş. Daha sonra ustasının evlenerek Fransa’ya dönmesi annemin kendi işini açmasına vesile olmuş. Böylece annem Aznavur Pasajı’nın üst katını atölyeye çevirerek ilk butiğini açmış. Annem işi o kadar büyütmüş ki yanında 30-40 kişi çalışmaya başlamış. Daha sonra ise Hacopula ya da Hazzapulo olarak bilinen pasajdaki bu dükkana geçip çok severek yaptığı işine devam etti. Beyoğlu’ndaki şık bayanların takmış olduğu, zarafetin simgesi olan bu şapkaların çoğu annem Eva’nın kreasyonlarıydı’ diyerek gururla ve gözlerindeki ışıl ışıl enerji ile tamamlıyor sözlerini Madame Katia.

1967 yılında kızı Katia’nın adını dükkanına veren Madame Eva, kızına bu mesleğin tüm inceliklerini öğretmiş. ‘Madam Katia’ olarak markalaşan bu küçük dükkan, anneden kızına geçmiş. Annesinin vefatı ile bayrağı teslim alan Madame Katia ise 28 yıldır bu işi yapıyor ve 58 yıldır devam eden aile geleneğini bozmayarak kızına bu zanaatın tüm inceliklerini öğretiyor. Bayrağı kızına teslim edecek! Şapkaya verilen önemin kalmaması ve yüzyıllık bir geleneğin yok olup gitmesi Madame Katia’nın en büyük üzüntüsü iken son yıllarda büyük önem kazanan retro modası ile şapkaların tekrar hayatımıza giriyor olması sevinci olmuş.

Sohbetimiz keyifle devam ederken eskiden kadınların kendilerine çok daha iyi baktıklarını ifade edip ‘İpek satenler, danteller, kadifeler her yerdeydi. Şapkalar ise kıyafetleri daha şık, daha zarif gösterirdi. Sabah, öğlen, akşam hep başka şapkalar takılırdı. Şapkasız sokağa çıkan kişi sayısı parmakla sayılacak kadar azdı. ‘ diyor. Eski Beyoğlu’nu çok özlediğini de itiraf ediyor ‘ Eskiden Pazar günleri güzelce giyinip öyle çıkılırdı caddeye. Gelinlikçiler, kumaşçılar, şapkacılar, Fransız danteli satan dükkanlar, lüks restoranlar. Gezmeye doyulmazdı.’ diyor. Şimdi ise Beyoğlu’nu bu kadar güzel anlatamıyor. Artık evini dahi taşımış Beyoğlu’ndan! Haksız olduğunu söylememiz mümkün değil!

1930’lara dayanan bu hikayede dünden bugüne nasıl ayakta kalmayı başarabildiğine, işlerin nasıl olduğuna değiniyoruz Madame Katia ile: 1960’lı yılların çok yoğun olduğunu, her gece farklı bir davetin, düğünün veya organizasyonun gerçekleştiğini, annesi Madame Eva’nın işlere yetişmekte zorlandığını belirtiyor Madame Katia. 1980’lerden sonra işler kesintiye uğramış. 2000’li yıllar da ise kişiye özel şapka tasarımının bir duraklama dönemine girdiğini vurguluyor. Son 10 senedir ise işlerinin daha iyi olduğunu belirten Madame Katia ‘Gençler yavaş yavaş eskiyi aramaya, ilgi göstermeye başladı. 30’ların, 40’ların kıyafetlerini giymek istiyor, şapkaları seviyorlar. Şapka tekrar moda oldu.’ diye cümlelerini tamamlıyor. Bir zamanlar Belgin Doruk, Türkan Şoray ve Fatma Girik’inde müdavimi olduğu butiğin şimdiki müşteri profiline bakacak olursak; Nişan, düğün, cenaze ve özel davetlerde şapka takma geleneğini sürdüren Museviler, Ermeniler, Katolikler, Fransızlar ve İtalyanlar için... Ülkemizin önde gelen modacılarının sezon defileleri için... Dönem dizi ve filmlerine, belgesellere, devlet tiyatrolarına, kliplere eski zaman şapkaları tasarlamaya devam ediyor Madame Katia. Ve ekliyor ‘Şapka yaptığım o kadar çok dizi, oyun var ki isimlerini bile hatırlamıyorum.`

Ayrıca, Gazi Koşusu ya da İngiltere’de yapılan Kraliyet Koşusuna gidenlerin ilk durağı Madame Katia’nın butiği! Müşterileri arasında annesinden yadigar kalanlar dahi var, hatta onların kızları da müşterisi. Yurtdışından aldığı siparişler ise her sene İtalya’da yaptığı defile sonrası yoğunluk kazanıyor. Müşteri profili o kadar derya deniz ki sohbetimiz devam ettikçe hayranlıkla dinliyorum. Ve ekliyor Madame Katia ‘İngiltere, Fransa, İtalyan konsolosluklarından çok müşterim var. İngiliz kraliyet ailesinin düğününden sonra yine şapkaya dönüş başladı, insanlar heveslendi. Ankara’dan, Antalya’dan, İzmir’den çok sipariş alıyor ve şapkalar gönderiyorum. 20 yaşından 80 yaşına kadar çok farklı yaşlarda müşterim var.’ diyor. Dizilerde, filmlerde kendi yaptığı şapkaları görünce çok sevindiğini belirten Madame Katia, başarısının haklı gururunu yaşıyor. Ve bu güzel enerjisini sanatına yansıtarak bir modelin ikincisi olmayan, her modelini kendisi çizen, çok özel şapkalar üretmeye devam ediyor.

Madame Katia ile ilgili yaptığım araştırmalarda çok güzel, keyifli şeyler okudum ve buna sohbetlerimizde de şahit oldum.
Okuduğum, konuştuğumuz öyle bir bölüm vardı ki hiçbir koşulda zamana yenik düşmeyecekti! Madame Eva’nın kızı Katia’ya verdiği öğütler, tavsiyeler! Hangi meslek dalında olursak olalım bu tavsiyeler her zaman ve herkes için geçerliliğini koruyacaktır. Korumalıdır! Madame Katia annesinin tavsiyesini şu şekilde dile getiriyor; ‘Annemin bana verdiği en önemli tavsiye iş hayatında her zaman dürüst olmam ve doğruluktan vazgeçmememdi. Şimdi aynı tavsiyeleri bende kızıma veriyorum. Çok iş yapıyor olmak önemli değil. Benim için önemli olan tek şey bu anıyı ve zanaatı devam ettirebilmek’ diye ekliyor. Madame Katia yaptığı işe saygı duyan, işini aşkla yapan güzel ruhlu insanlarımızdan. Yaptığı işin hem ustası hem çırağı olmuş yıllarca…

Hayatınızın bir anını kabarık tüller, uçuşan tüyler, çiçekler ve bu renk cümbüşü ile canlandırmak isterseniz yolunuzu Beyoğlu Hazzopulo Pasajına Butik Katia’ya düşürün! Sizde geçmişe keyifle ve zarafet içerisinde bir yolculuk yapın!

Yazardan Not1:
Zamana direnen Ustalardan Madame Katia’nın hikayesini tek bir yazıya sığdırmam mümkün olmadı :)
‘Madame Katia İle Geçmişe Yolculuk’ başlıklı yazım ile devam edebilirsiniz...

Yazardan Not2:
Zamana direnen ustalar ile tanışıp sohbet etmek, yazmak ve yeni dostluklar kazanabilmek beni inanılmaz mutlu ediyor. Ve yazılarıma o kadar güzel geri dönüşler alıyorum ki bu da benim ruhumu besliyor, enerjimi arttırıyor.
Sevgili Nurhan Amcamın yazısı:
http://yazarkafe.hurriyet.com.tr/Detail/713130/tarih-ve-sanat-yuvasi-ellerin-hikayesi
Sevgili Gramofon Baba’nın yazısı:
http://yazarkafe.hurriyet.com.tr/Detail/526023/kapalicarsi-da-huzunlu-ask-sarkilari

Yazardan Not3:
Butik Katia/Madam Katia
Hacopula Pasajı ( Danışman Geçidi) No:37 Galatasaray- Beyoğlu
İstanbul

Yorumlar