Vahşi Yaşam

Işığın Türlü -Oyunlarıyla

Afrika’nın açık düzlükleri, yağmur ormanları... Alaska’nın beyaza bürünmüş zirveleri... Kuzey Amerika’nın kalbi Rocky Dağları’nın vahşi doğası... Brezilya Nehri’nin dolambaçlı kenarı... Rusya’nın Kafkasları, Kutupları, Uralları, gizli ormanları... Türkiye’nin vahşi cenneti... Ve Brezilya, Bolivya, Paraguay sınırlarında bir örtü gibi uzanan jauarların ülkesi Pantanal...

İçimizdeki en derin yabani dürtüleri uyandıran yerlerden sadece birkaçı!
Buralar karlı tepeleri, çorak tuz çölleri, geniş çayırlık alanları, tropik cennet manzaraları, sesleri, kokularıyla; mükemmelliğini, zıtlıklarını el değmemiş doğal vahşiliği içerisinde barındırıyor! İklimdeki, arazideki zıtlıklar vahşi yaşamlar için fırsat yaratırken aynı zamanda büyük zorluklara da neden oluyor tabii! Farklı türlerde ki birçok hayvan ormanların derinliklerinde, engin sulak arazilerde, sarp dağlarda, okyanus derinlerinde gizlenmiş bir biçimde yaşayıp, hayatta kalabilmek için büyük mücadeleler veriyor!

Doğanın bozulmadan kaldığı, kuralları güçlü olanların koyduğu harikalarla, aşırı zıtlıklarla dolu bu diyarlarda; hayvanların birçoğu bölgelerine hükmeden dünyanın en tehlikeli, doğanın en çok arananlarıdır!

İşte Sevtap Yılmaz’ın resimlerine baktığınız an, bu diyarlara vahşi yolculuğa çıkacağınız andır! Ormanların derinliklerine yapacağınız bu gizemli yolculukta; dünyanın en güçlü hayvanlarından biri, yaprakların arasından süzülen ışığın altında yatarken gözünüzün önüne gelecek! Gölgelerde dolanan, her öğünü bir cenk olan, gücünün zirvesinde bir avcı ile bitkilerin arasından göz göze geleceksiniz! Etkileyici bir zarafete, özgüvene sahip olan güç sembolü bu avcı, hayvan krallığının en dikkat çekici hayvanlarından! O bir Jaguar!

Sevgili Sevtap’ın resimlerine bakmaya devam ederken gerçek yabaniliğin enerjisini, gücünü içinizde hissedip; dünyanın tüm renklerinin, güzelliklerinin bir arada olduğu bu tehlikeli ormandan çıkmak istemeyeceksiniz! Zıtlık ve çekicilikle dolu bir dünya!

Benekli jaguarlar yapraklarla, bitkilerle örtülü ormanın ışığına uyum sağladığı için rahatlıkla kamufle olup gölgeler dünyasında gizemini korumaya devam ediyor! Yapıları gereği siyah olan jaguarlar ise siyah kürkleri sayesinde geceleri de mükemmel bir avcıdır! Ormanın zifiri karanlığında fark edilmeden rahatça pusuya yatıp avlarını yakalayan siyah hayalet kediler onlar!

Sevgili Sevtap’ın resimleriyle kedigiller familyasının dört büyük kedisinden üçüncüsü ve vahşi kedilerin en gizemlisi jaguarların dünyasına konuk oluyoruz!

“Geçmişten Geleceğe” adındaki ilk kişisel sergisinde camın, ışığın yansımasını gösteren farklı parlak objeleri kullanmayı tercih edip, seçtiği objeler ile farklı kompozisyonlar oluşturarak bunları sanatseverlerle buluşturmayı amaçlamıştı! Şeffaf cam objelerin içinde beliren ve diğer objelerin üzerindeki yansımalarına şahit olduğumuz renklerin ışıkla dansı ve oyunları; Eskinin ışığıyla günümüzü aydınlatması, gelecekte de aydınlatmaya devam edeceğinin kanıtıydı!

“Tükeniş” adlı ikinci kişisel sergisinde ise hızla tükettiğimiz çevremize, insani değerlerimize, doğal güzelliklerimize dikkat çekmek için çevremizdeki-içimizdeki renkleri, bu renklerin çiçeklerdeki yansımalarını resmederek renkleri, çiçekleri aracılığıyla sesini duyurmuştu!

Vahşi doğada büyüme, yaşama masalı tadındaki resimlerinde ise vahşi yaşamları ön plana çıkararak Foto – Gerçekçi resim tarzını çalışmalarına yansıtmış ve tüm renkleriyle sanatseverlere sunmuş Sevgili Sevtap!

Teknik olarak tuval üzerine yağlı boya ve akrilik çalışan Sevtap, realist çiçeklerini, jaguarlarını yaparken ilk astarı belli tonlarda akrilikle atıyor... Çiçeklerde ve yabani hayvanlarda istediği kaynaşmayı yakalamak için; çiçeklerini, jaguarları, yağlı boya ile işliyor...

Rengârenk çiçek bahçelerinin ve vahşi yaşamın buluşmasındaki zıtlıkların gözler önüne serildiği tablolarda; bir asalet, güç ve cesaret simgesi olan Jaguar’ın gözlerinin içine bakabilmek gerçekten heyecan verici! Resimlere baktığınız an vahşi yaşamın tam merkezine ışınlanıyorsunuz âdeta!

Bir yanda rengârenk ışıl ışıl bir dünya, diğer yanda sinsi sinsi bekleyen vahşi bir hayvan! Hayatta böyle değil midir? Güzel, masum olanlarla; yırtıcılar, vahşiler bir arada! Ya da hayat yolculuğumuzda etrafımızı onca güzellik sarmışken, hiç ummadığımız bir anda karanlık ve kapalı dünyalarından dışarı çıkan kişilerle karşılaşmaz mıyız?

Bir diğer resimde zifirî karanlık içinde siyah inci gibi parlayan yırtıcı bir jaguar! Ama ışığımızla, renklerimizle ışıl ışıl bir dünyaya çekmeyi başarmışız bu vahşi hayvanı! Çevremizdeki, içimizdeki renkler ve bunların yansımaları hayat kurtarır! Vahşileri, yırtıcıları dahi dize getirir demekten kendimi alamıyorum!

Sevgili Sevtap’ın tabloları arasında dolanırken karanlıkta görmemizi sağlayacak tek şeyin gözlerimizden çıkan ışık olduğunu tekrar tekrar görüyor, gizli seslerini duyuyor, şifrelerini çözebiliyordum! Ve karanlık dünyalarında yaşayan insanlarında ışıl ışıl bakabilmesi için büyük bir heyecanla çaba harcamaya devam ediyordum!

Kentlerimizin genişlemesi ve insan nüfusunun artmasıyla beraber uzun yıllardır yaban hayatıyla iç içe yaşayan bizler, aç kalan ve şehirlere inen yaban hayvanlarıyla karşı karşıya gelirsek, şehre indiğini duyarsak maalesef şaşırmıyoruz bile! Çünkü yaban yaşam alanlarının merkezindeyiz artık!

Sevgili Sevtap’da bir anlamda resimleriyle bu mesajı veriyordu bizlere “Unutmayalım ki yaban hayvanları bizim hayatımıza değil, biz onların hayatına istemeden dahil olduk. Gelişen teknoloji, büyüyen şehirler, artan nüfus ve gün geçtikçe genişleyen sınırlarımız! Ve bunların sonucunda bizler olmamamız gereken yerlerdeyiz! Yani yaban hayatının tam da içinde! Şehirlerimiz tabii ki gelişecek, büyüyecek ama bu çalışmalarda tabiatın içindeki diğer canlıların haklarını da göz önüne almalıyız!”

Hayvanlar alemindeki bütün türler; Büyükler, küçükler, yırtıcılar... Sürüye dahil olanlar, tek başına olanlar... Her canlı bu dengeyi korumak için çok önemli bir rol oynuyor ve çevresiyle mükemmel bir uyum içerisinde! Ancak insanoğlunun eylemleri bu dengeyi anında bozabiliyor! Gerçekten doğal bir orman sistemini sürdürmek istiyorsak tüm bu güzelliklere, zıtlıklara ihtiyacımız var!

Doğal dünya, vahşi yaşam sadece gezip göreceğimiz yerler değildir! Yaşam alanlarımız, evimizdir!

Nefes kesen bu vahşi yaşamlar; kendimizden, doğal yaşamdan ne kadar koptuğumuzu bizlere gösteriyor ve hayatlarımızı sorgulamaya itiyor! Vahşi doğanın büyük mucizeleri olan vahşi hayvan yavruları gibi bizlerde çocukluğumuzdan itibaren mücadele etmeyi, dostu düşmandan ayırmayı öğrendik ve halen öğrenmeye devam etmiyor muyuz? Dünyaya tutunma, başarma, hayatta kalmanın anahtarını, gizli şifrelerini bu tablolar üzerinden tekrar hatırlamak çok etkileyici!

Sevgili Sevtap’ın resimleri; hayatımızı sorgulayarak, içimizdeki gerçeğe sarılmamıza yardımcı olurken, doğanın dengesi de işlemeye devam ediyor... Vahşi yaşamın içindeki güzellikler insanın içini ısıtıyor ve hayatımıza, sanatımıza, yaşamımıza yansıyor! Bunları tekrar tekrar hatırlayacağımız vahşi dünyaya hoş geldiniz!

Vahşi yaşamın gizemli mücevherlerinden oluşan bir seri!
Çalışmalarına diğer yırtıcı hayvanlar ile devam edecek olan Sevgili Sevtap’ın sergilerini heyecanla ve sabırsızlıkla bekliyoruz...

Yazardan Not:: Orijinal fotoğrafları siteye yüklerken sadece siyah bölgelerini kesmek durumunda kaldım... Sizde vahşi yaşamda yolculuklar için mutlaka 1-20 Şubat tarihleri arasında City’s Nişantaşı’yı ziyaret edin ve bu güzelliklere kendi gözlerinizle şahit olun isterim:)

Yorumlar