ING Gölyazı Gezimiz...

Bursa-Gölyazı

Ve bizim muhteşem Gölyazı gezimiz! Aslında gezimiz demeyeyim, yoksa İngBank fotoğraf kulübü kurucu arkadaşlarımıza ve diğer üyelere gerçekten ayıp olacak! Çünkü İngbank Fotoğraf Kulübünün organize ettiği fotoğraf eğitim gezisiydi. Ekipteki tüm arkadaşlar istekli, özverili ve birbirinden keyifli!

Birçok arkadaş ile buluştuğumuz noktalarda tanışmış olmamıza rağmen, enerji ve iletişim çok kuvvetliydi. Bu enerjinin, bilgi paylaşımının ve samimiyetin olduğu noktada, gezinin sevimsiz geçeceği düşünülemezdi zaten. Bir de fotoğraf çekecek olmamızın verdiği keyif! Havanın bahar tadında olması ise apayrı bir şanstı! Her şey bizlerin güzel bir gün geçirmesi için özel organize edilmiş adeta!

Kurumsal firmalarda böylesi kulüplerin, küçük küçük gruplarla yapılan gezilerin, outdoor etkinliklerinin faydasına hep inanmışımdır. Bu fotoğraf eğitim gezisi de sadece onlardan biriydi. Artık ekip tamam, tüm duraklardan arkadaşlar alındı, yola çıkma zamanı! Poğaça, kek, çay servisleri başladı bile. Keyifle çaylarımızı içip, keklerimizi yerken, eğitmenimiz Hakan Hatay fotoğraf çekim teknikleri konusunda kısa kısa bilgiler veriyordu. Yol boyunca karşılıklı konuşarak fotoğraf eğitimini tekrar aldık diyebilirim. Ve Hakan Bey’in enerjisine hayran kalmamak mümkün değil. O kadar istekle ve zevkle tüm detaylar hakkında bilgi veriyordu ki görmeniz lazım! Keyif içerisindeki bu yolculuk sonrası Gölyazı’ya vardık. İtiraf etmeliyim Gölyazı’yı ve köy halkından olan bayanların açmış olduğu standları görünce fotoğraf çekimine ara verip, bu eşsiz manzaraya karşı muhteşem bir köy kahvaltısı yapmak istedim. Ancak, fotoğraf çekimi için balık mezatının olduğu bölgeye doğru yürümeye başladık. Gerçi Esin, Özlem ve ben yiyecek standlarının önünde bulmuştuk bile kendimizi. Erkan uyarınca ekibin peşine takıldık.

Balık mezatı ve fotoğraf çekimleri gerçekten inanılmazdı, ilk defa bir balık mezatına katılıyordum. Rengarenk balıklar ve diğer deniz ürünleri! Güneşin’de etkisi ile hepsi ışıl ışıl, rengarenk. Dünyanın tüm renklerini gördüğümüz ve hafızalarımızdan çıkmayacak çok hoş saatler bunlar! Köylülerin olduğu, yoğun bir biçimde mezata hazırlandıkları bu ortamdan da ayrılamadığımı itiraf etmeliyim. Köyün balıkçıları leğenler ile getirdikleri balıkları ortalık yerde döküyor ve mezat başlıyor! Balıklar havalarda zıplıyor! Bu kısım insanın içini acıtmıyor değil. Uzunca bir süre balık mezatı etrafında kalıp fotoğraflar çektik. Bu kadar fotoğraf çekimi şimdilik yeter deyip, köyün şirin sokaklarından geçip, tekrar teyzelerin olduğu kahvaltılık kısmına geldim. Zaten yapacağım köy kahvaltısının hayaliyle yanıyordum. Hele hele kızarmış o patatesler gözümün önünden gitmiyordu. Kokusu da burnumun ucundan:) Grup arkadaşlarımdan Esin zaten bizden önce geçmiş, kahvaltıya başlamış beni bekliyordu. Donanmış masayı, gölün manzarasını görünce ‘Sanırım artık fotoğraf çekemeyeceğim ben, köyü gezelim, bu eşsiz keyfi çıkaralım, ara ara fotoğraf çekerim ’ diyerek köy kahvaltısının başına geçtim.

Esin’le muhteşem kahvaltımızı yaparken, yanımızda teyzeler, ablaların olduğu bir masa vardı. Stand sahipleri masalarında bulunan ve kendileri için hazırlamış oldukları kahvaltı tabaklarını bizim masaya koyuyorlar. Bu candan samimiyet ve muhabbetler karşısında kahvaltımızı daha bir keyifle yapmaya başladık. Özlem ve Erkan halen fotoğraf çekiminde, biz teyzelerle muhabbetteyiz. Ve teyzenin tek başına balığa çıktığını, hatta tüm kadıların tek başlarına kayıklarla balığa çıktıklarını öğrendim. Hayranlıkla kendilerini dinleyip, neşe doluyor, gurur duyuyorduk. Zaten bayanlardan biri Muhtarın eşi ve kadın derneklerinin başkanıymış. Bayanlarla muhabbetimiz takdire şayan bir durumdu gerçekten.

Erkan ve Özlem’inde gelmesiyle kahvaltımız devam ediyordu. Ve sonra ekibimize şahsına münhasır Muhtarımız katıldı. Şimdiye kadar keyifli zaman geçirdiğimizi düşünen bizler, asıl hareketin ve eğlencenin Muhtar Bey’den sonra başlayacağını nereden bilirdik ki :) Muhtar’a ilk dediğim ‘Ne kadar güzel sokaklarınız, hemen hemen her ev Atatürk’lü Türk Bayraklarıyla donatılmış’ oldu. Muhtar bu sözüm üzerine, penyesini daha görünür bir hale getirdi. Atatürk’lü penyeyle geziyordu! Ve şahsına münhasır muhtarımızla muhabbetlerimiz gözümüzden yaş gelene kadar devam etti. Muhtarda bizleri çok sevdi ki tüm köyü, yerel rehber edasıyla gezdirdi. Gerçekten çok güzel bir gün geçirmemize vesile oldu. Muhtar ile geçirdiğimiz gün ayrı bir yazıya konu olmalı. Yoksa bu yazım uzadıkça uzayacak. Şuan sadece göle nazır muhteşem manzarada balık keyfi yaparken, şahsına münhasır muhtarımızla yaptığım röportajı paylaşıyorum. Siz tüm günün nasıl geçmiş olabileceğini düşünün artık.

Ve tam balık lokantasından çıkarken kulüp kurucumuz Aziz ve diğer arkadaşlarla karşılaştık. Günü nasıl geçirdiğimizi ve muhtardan kısaca bahsederek, ekibe neden katılamadığımızı itiraf ettik :) Hep birlikte şen şakrak bir şekilde otobüse doğru yol alıp, grupça son fotoğraf çekimlerimizi de tamamladık. Artık İstanbul yolundayız. Yolda verdiğimiz köfte ziyafeti, keyifle yapılan sohbetler ayrı bir tat bıraktı damaklarımızda. Başta Altunizade Şubemiz’den arkadaşımız olan Aziz Kamil Bora Alkan’a, Kredi Operasyon’dan Ayşe Yeşilyurt’a, Kredi İzleme’den Belgin Yetiş ve tabi eğitmenimiz Hakan Hatay’a çok teşekkür ediyoruz. Gönüllerine, emeklerine, fotoğraf tutkularına, heyecanlarına, özverilerine sağlık. Tekrar tekrar teşekkür ediyoruz. Fırsat buldukça sizlerleyiz arkadaşlar!

Yorumlar