İstanbul’da Gizli Bir Müze!

Selimiye-Kışlası

Çağdaş hemşirelik mesleğinin kurucusu olan… Kırım Savaşı sırasında, Üsküdar Selimiye Kışlası’ndaki hastanede görev alan… Yaralı askerlerle ilgilenen, ihmal edilmiş hastaneyi düzene sokan `The Lady with the Lamp` yani Lambalı Kadın kimdir? Tarihi Selimiye Kışlası’nda bulunan müze, ismini nereden almıştır desem? Kaçımız Florence Nightingale der acaba?
İsmini İngiliz hemşire Florence Nightingale`den alan bu müze 1954 yılında ziyarete açılmıştır. Müze de sergilenen eserler arasında Florence Nightingale`in çalışma masası, yatağı, fincanı, mektup müsveddeleri, hemşirelik yaparken kullandığı aletleri, lambası, madalyaları ve Sultan Abdülmecid`in hediye ettiği bilezik de bulunmaktadır. İngiliz asıllı hemşire Florence Nightingale, 1820’de varlıklı bir ailenin çocuğu olarak Floransa’da doğmuştur. Ailesiyle yılın yarısını Londra’da geçirir, diğer yarısında da Avrupa’nın büyük şehirlerini dolaşırlardı. Florence ailesinin maddi durumu sayesinde rahat, sıkıntısız bir hayat yaşamaktansa, o sıralarda hâkir bir iş olarak görülen hasta bakıcılık mesleğini ve çok kötü olan sağlık koşullarını iyileştirmeyi tercih etmiştir. Bu tercihi nedeniyle ailesinden beklediği desteği ise görememiştir. Bilgili, aydın, eğitimli bir kadın olarak yetişen Florence’ın döneminde hastaneler bakımsız, kalabalık, hasta bakıcılar ise kaba ve eğitimsiz idi. Bir süre hastaneleri dolaşıp, hastaları gözlemleyerek, deneyim kazanan Florence, işe önce kendi ailesinden ve yakınlarda ki kasabalardan başladı. 1851’de ise Almanya’da bir hemşire okuluna gitti. 1853’de İngiltere’ye döndükten sonra ailesinin tüm karşı çıkışlarına rağmen, Londra`da kadın hastaların bakıldığı bir hastanede yönetici oldu. Hastaneler hakkındaki bilgi ve yeteneği kısa zamanda anlaşılarak, farklılığıyla dikkatleri üzerine çekti.

Kırım Savaşı’na katılan İngiliz askerlerinin durumlarının kötü olduğu ve ihmal yüzünden ölen yaralıların haberleri Londra’ya ulaştıkça, İngiliz hükümeti onu savaş alanına gidecek hemşirelerin başkanı yaptı. Florence Nightingale ile hemşire arkadaşları 4 Kasım 1854’de İstanbul’a gelerek, Üsküdar’da Selimiye Kışlası’ndaki hastanede görev aldılar. Üsküdar`a vardığında hastanenin bakımsız olduğunu ve insanların savaş yaralarından çok sıtma ve çeşitli bulaşıcı hastalıklar nedeniyle öldüğünü gören Florence, yardımcılarıyla birlikte hemen işe koyularak, yaralı askerlerin yaralarını sarıp, o zamana kadar ihmal edilmiş hastaneyi de düzene soktu. Yoğun bir çalışma sonucu, gerekli malzeme ve eksiklikleri gidererek hastaneyi sağlık koşullarına uygun bir hale getirdiler. İddialara göre, İngiliz askerlerine ayrılan Selimiye Kışlası’nda yaptığı başarılı çalışmalarla yüzde 50’nin üzerindeki ölüm oranının ciddi anlamda düşmesini sağladılar. Savaşın zor koşullarında, gece gündüz demeden yaralılara baktığı için askerler ona ‘The Lady with the Lamp’ yani ‘Lambalı Kadın’ adını vermişti. Kırım Savaşı sırasında gösterdiği yararlılıklar ile dünya çapında bir kahraman olmuştu artık! Hemşirelik mesleğinin kurucusu, kahramanı, hastaların kurtarıcı meleğiydi!

Tarih kitaplarına göre 90 yıllık yaşamı boyunca hemşireliğin sevilmesi yönünde büyük uğraş verdiği söylenen Florence, hastane temizliği üzerine yaptığı çalışmalarıyla bu konudaki en önemli reformcular arasında yer alır. Savaş sırasında istatistiki analiz yöntemini de ilk uygulayan insan olarak hafızalarda yer kazanıp 1907 yılında Liyakat Nişanı alan ilk kadın olmuştur. Florence, hasta bakıcılığa getirdiği bilimsel çalışmalarıyla bugünkü hemşireliğin kurucusu olmuştur. Florence Nightingale`in doğum günü olan 12 Mayıs`ı izleyen hafta ise bütün dünyada hemşirelik haftası olarak kabul edilir. Savaştan sonra Londra`da hemşirelik okulu açmış, sonrasında Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde, Nightingale usullerine göre hemşirelik okulları açmaya devam etmiştir. 1961 yılında, Türkiye`de, Şişli`de açılan ilk Yüksek Hemşirelik Okulu`na onun adı verilmiş olup, İstanbul`da onun adına özel bir hastane mevcuttur. Bugün de dünyanın her yerinde, Florence Nightingale adını taşıyan sağlık kurumları, hemşire okulları yer almaktadır.

Yazardan Not1: Florence Nightingale kimilerine göre şifa meleği, kimilerine göre ölüm meleği mi? Hemşirelik mesleğinin kurucusu, kahramanı, hastaların kurtarıcı meleği olarak bilinen Florence’nin bazı kaynaklara göre son derece huysuz, hastalara hayattan çok ölüm dağıttığıda öne sürülüyor. İngiliz yayın kuruluşu BBC’de yayınlanan bir belgesele göre, akıl hastalığı derecesinde sinirli olan, cinsel duygularını bastıran Nightingale, hastalara yaşamdan çok ölüm veren bir hemşireydi. Tanınmış tarihçi-yazar Hugh Small’ın "İntikam Meleği" adındaki Nightingale biyografisine dayanılarak hazırlanan belgesele göre Florence Nightingale, Amiral Nelson’dan bu yana kahraman açlığı çeken Viktorya dönemi asillerinin dolduruşuyla kahramanlaştırılmıştı.
Ben o zorlu dönemlerde insanlara kendini adamış, hastalara deva olmaya çalışan, şifa dağıtan, hastaların kurtarıcı meleği olduğunu düşünmek istediğim için ölüm meleği tarafını araştırmış olmama karşın yazmak istemedim…
Yazardan Not2: İstanbul-Üsküdar`da bulunan Florence Nightingale Müzesi`ni ziyaret etmek istiyorsanız, önceden rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Ziyaret Günleri sadece hafta içi! 15 Temmuz sonrası kurallar halen geçerli mi bilemiyorum. Tekrar arıyor olacağım.
Yazardan Not3: Heykeltraş Ragıp Çiçen’in olağanüstü emekleri ve çalışmalar sonucu müze gerçekten etkileyici olmuş. Kendisiyle sosyal medyada karşılaştık ayrı bir yazı yazıyor olacağım.

Yorumlar